Kaan İNCİLİ
Leman gölünün kenarında Fransa sınırında yer alan bu şehir dünyanın en önde gelen saat markaları, Birleşmiş Milletler’in merkezi, UEFA merkezi ve bankacılık sistemindeki müthiş para hacmi ile tam bir masal şehri olarak konumlandırılabilir.
KARE FORMATLI BAYRAĞIN ALTINDA
Öncelikle her zaman Leman gölü kenarında olacağımız ve sürekli muhteşem mekanizmalara sahip, inanılmaz özen ve kalite ile üretilmiş İsviçre saatlerini ve de Jet d’eau (Cenevre fıskiyesini) göreceğimizi bir gezi olacak Cenevre merkezindeki seyahatimiz. Her ne kadar Birleşmiş Milletler’in Avrupa merkezi burada olsa da bayrak formatının dışında kalan bir ülkedir İsviçre. Ülkelerin bayraklarının belirlenen ölçüde dikdörtgen olması gerekirken eski tabur bayrağını kullanan İsviçre kare format ile kendisi için özel izin maddesi çıkarttırmış bir ülkedir. Böylece göndere çekilen onlarca bayrağın içinde her zaman farklı şekli ile dikkat çekmektedir.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER MERKEZİ VE KIRIK SANDALYE
Öncelikle kendisine bu kadar özenli davranan bu şehirdeki gezimizde biz de en az aynı özeni Cenevre’ye göstermeli ve muhteşem bir otelin harika bir odasında kalmalıyız. Kendimizi bir seyahatte fazlasıyla şımartacaksak tam olarak en doğru adresteyiz. Leman gölü ve Rhone nehri birleşiminde yer alan şehir merkezini gezerken St. Pierre Katedrali dikkatimizi çekecek eski yapılardan biri olacaktır. Hemen arkasında yer alan meydan Place du Bourg-de-Four bir diğer eskiyi anımsatan yapılardandır. Brunswick Monument ve Dufour’un mezarının bulunduğu Cimetière des Rois’e de bir göz atmanızı tavsiye ederim. Birleşmiş Milletler’in merkezini de önündeki kırık ayaklı sandalye ile resimlemeyi unutmayın.
Sivillerin misket bombalarına karşı korunmasını simgeleyen ünlü “Kırık Sandalye” 1997 yılından beri burada bulunmakta.
VİTRİNLERDEKİ ÇİKOLATALARA HAYIR DEMEK ZOR
Her köşede karşınıza çıkacak olan harika cafelerin vitrinlerindeki müthiş görünümlü çikolatalar ise size İsviçre’nin çikolata konusunda neden bu kadar ünlü ve önde olduğunu hatırlatacaklar. Hava soğuksa bir sıcak çikolataya da sanırım kimse hayır demeyecektir.
MUHTEŞEM BAHÇELER…
National Monument ve Jardin Anglais özellikle içindeki her mevsim çiçekleri ve düzenlemesi değişen meşhur çiçekli saati ile mutlaka görmeniz gereken yerlerdendir. Sonrasında uzaktan gördüğümüz Jet d’eau’nün yanına giderek yürüyüşümüze devam edebiliriz. İki pompanın saniyede yaklaşık 500 litre suyu pompalamasıyla neredeyse 140 metre yüksekliğe suyun çıkması Cenevre sahillerinin vazgeçilmez görüntüsünü oluşturmaktadır. Gül bahçesi sevenler ise şehirde favorim olan bahçelerden Parc La Grange’ı mutlaka ziyaret etsin. Hatta burada çok keyifli bir yemek yeme imkanınız da bulunmakta.
Her ne kadar otel restaurantları çok favorim olmasa da Cenevre’yi bu konuda diğer şehirlerden ayırıp iyi bir şefin yönettiği güzel bir otel mutfağında kendinize kusursuz bir deneyim de yaşatabilirsiniz. Yine göl kenarında bulunan özel otellerin teraslarını da akşam yemek sonrası veya aperitivo saatlerinde tercih edebilirsiniz.
BİR FAZLA SAATİN ZARARI OLMAZ
Şehrin tek dezavantajı kolunuzdaki saatin bedeli kaç sıfırlı olursa olsun sizi her köşedeki saat dükkanlarının vitrinlerine, hatta kısa bir süre sonra da içerdeki tezgahlarına çekecek olmasıdır. Eve dönerken bir saat fazlalıkla dönmenin kimseye zararı olmayacaktır.
Günübirlik seyahat sevenler içinse hemen çok yakında yine Leman gölü kenarında Lozan ve Montreaux bulunmakta. Yolculuk sırasında İsviçre’nin UNESCO dünya koruma mirası listesinde bulunan yamaçlarda yer alan teras üzüm bağlarını da görebilirisiniz. Vakit bulursanız Fransa tarafına geçip civarda en sevdiğim yerlerden olan Annecy’de keyifli zaman geçirmek görülmeye değer yerlerden olacaktır.
Tatmadan Dönmeyin: Fondü, Rasti, Raclette, Çikolata
Görmeden Dönmeyin: Jet d’eau, Çiçek saati, Parc la Grange
Ertelemeyeceğiniz tek hayaliniz, sizi farklı ufuklara götürecek yeni seyahatler olsun. Sevgiyle kalın.
patronlardunyasi.com
